Kalp Tam Olarak Nerede? Farklı Bakış Açılarıyla Bir Yolculuk Kalbin yerini sormak aslında basit bir anatomi sorusu gibi görünse de, işin içine biraz duygu, biraz da toplumsal bakış açısı girince mesele bambaşka bir hal alıyor. Ben, bu yazıda sadece organın konumunu değil; insanların “kalp” denince aklına gelen anlamları da keşfetmek istiyorum. Çünkü bazen bir doktorun kalp dediğiyle bir şairin kalp dediği aynı noktada atmaz. Bilimin Gözüyle: Kalp Gerçekte Nerede? Tıbbi olarak baktığımızda kalp, göğüs kafesimizin ortasında, hafifçe sola eğik bir şekilde, sternumun (iman tahtası kemiği) arkasında yer alır. Aslında sanıldığı kadar “tam solda” değildir; göğüs boşluğunun ortasındadır ama sol tarafa…
6 YorumEnerji Dolu Fikirler Yazılar
Bir Psikoloğun Merakı: Yaratıcılığın Bedeli Ne Kadardır? Bir psikolog olarak insanların yalnızca davranışlarını değil, bu davranışların ardındaki motivasyonları da merak ederim. “İnsan emeğinin değeri nedir?” sorusu, sadece ekonomiyle değil, insan psikolojisiyle de ilgilidir. Grafiker mesleği de bu sorunun merkezinde yer alır. Çünkü bir grafiker, yalnızca görsel üreten biri değildir; duyguları şekle, düşünceleri renge, kimliği tasarıma dönüştüren bir zihin ustasıdır. Peki, grafiker ne kadar maaş alıyor? Soru basit görünse de, ardında yatan psikolojik katmanlar düşündüğünüzden çok daha derindir. Bu yazıda grafiker maaşlarını bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden ele alacağız. Çünkü maaş, sadece bir sayı değil; algı, değer ve aidiyetin sembolüdür.…
8 YorumBir Yolculuğun Başlangıcı: Harcırahın Hikâyesi Bir sabah kahvesini eline almış, pencereden dışarıyı izliyordu Zeynep. Gökyüzü gri, ama içinde umut vardı. Şirketin yeni görevi için şehir dışına gitmesi gerekiyordu. Valizini hazırlarken aklında bin bir soru dönüyordu. “Harcırah kim tarafından ödenir? Ulaşım masrafları, konaklama, yemek… Bunların hepsi bana mı ait olacak?” O sırada ofisteki arkadaşlarından biri, Mehmet, masasına yaslanmış hesap tablolarına gömülmüştü. Zeynep’in sorusunu duyduğunda başını kaldırdı. O, çözüm odaklı, planlı, stratejik biriydi. Her şeyin net, kuralına uygun olmasını isterdi. Zeynep ise daha çok duygularıyla, insan ilişkileriyle hareket eden, empatik bir karakterdi. Bu iki zıt ama tamamlayıcı kişilik, o gün harcırahın ardındaki…
Yorum Bırak1 Kilo Kas Kaç Kilo? Toplumsal Ağırlıkların Anatomisi Bir sosyolog olarak bazen laboratuvarım bir spor salonu, bazen bir pazar yeri, bazen de bir kahve masası olur. “1 kilo kas kaç kilo?” sorusunu ilk duyduğumda, yanıtın biyolojik değil, kültürel olduğunu fark ettim. Çünkü bu soru, yalnızca bedenin fiziğini değil; toplumun insan bedenine yüklediği anlamları da tartışmaya açar. Güç, incelik, hacim, dayanıklılık… Bunlar sadece biyolojik ölçüler değil, aynı zamanda toplumsal normların yansımasıdır. Bedenin toplumsal inşası: Kasın anlamı değişiyor Her toplum, bedene kendi değer sistemine göre bir anlam verir. Endüstri devrimiyle birlikte beden, üretimin bir aracıydı; güçlü kaslar, emeğin sembolüydü. Ancak post-endüstriyel dönemde…
6 Yorumİzale-i Şuyu Davasına Kimler Katılabilir? Pedagojik Bir Bakış Öğrenmenin dönüştürücü gücü, hayatımıza dokunan her alanda kendini gösterir. Bir öğretmen olarak, her öğrencinin potansiyelini keşfetme ve bu potansiyelin gelişmesine katkı sağlama sorumluluğum var. Benim için öğrenmek, yalnızca bilgi aktarmak değil; aynı zamanda düşünme biçimlerini dönüştürmek, toplumsal algıları sorgulatmak ve bireysel farkındalıkları artırmaktır. Bu yazımda, pedagojik bakış açısıyla bir hukuk terimi olan “İzale-i Şuyu” davasını inceleyeceğiz. Ancak konuyu yalnızca hukuki açıdan ele almakla kalmayacak, aynı zamanda bireysel ve toplumsal etkilere, öğrenme teorilerine ve pedagojik yöntemlere nasıl yansıdığını da tartışacağız. İzale-i Şuyu Davası: Hukuki Bir Kavramın Derinliklerine İnmek İzale-i Şuyu davası, Türk Medeni…
Yorum BırakGökyüzünün Diğer Adı Nedir? Gücün, İktidarın ve Vatandaşlığın Üzerine Siyasal Bir Okuma Gökyüzüne bakan her insan aslında aynı manzarayı görmez; kimisi yıldızları sayar, kimisi sınırları hayal eder, kimisi de güç ilişkilerini düşünür. Bir siyaset bilimci için gökyüzü, yalnızca doğa değil, iktidarın en eski metaforlarından biridir. Gökyüzü, tanrısal otoritenin, görünmeyen gücün ve mutlak düzenin simgesidir. Peki, gökyüzünün diğer adı nedir? Sadece “sema” mı, yoksa “iktidarın sahnesi” mi? Bu soruyu yanıtlamak, sadece bir kelimeyi değil, insanlığın iktidarla kurduğu kadim ilişkiyi çözümlemektir. Gökyüzü, siyasetin tarihsel metaforudur — tanrılardan krallara, ulus devletlerden dijital toplumlara kadar uzanan bir güç alanı. Gökyüzü ve İktidar: Yüksekliğin Politik…
Yorum BırakMücazat Ne Demek TDK? “Ceza”yı Unuttukça Dilimiz Neyi Kaybediyor? Peşin söyleyeyim: “Mücazat” kelimesi bugün gözden düşmüş olabilir ama bu, onu sözlük dipnotuna sürüp unutabileceğimiz anlamına gelmiyor. Tam tersine, kelimenin dolaşımdan çekilmesi, adalet ve ceza fikrini nasıl konuştuğumuz üzerine çıplak bir ayna tutuyor. Evet, sözlüklerde karşılığı kabaca “cezalandırma, ceza” — ama bu kadar basit değil. :contentReference[oaicite:0]{index=0} TDK Çerçevesi: Tanım Var, Vurgusu Eksik Mücazat, kökeni Arapça mucāzāt’a uzanan; anlam alanı “suça karşılık verilen ceza/cezalandırma” olan bir kelime. TDK uyumlu derlem ve sözlük sitelerinde “işlenen bir suçtan ötürü ceza verme; ceza” karşılığıyla ve çoğu kez “esk.” notuyla geçiyor. Ne yazık ki kullanıcıya, bu…
Yorum BırakGezegen Kelimesinin Eş Anlamı Nedir? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimenin gücü, insanın en derin duygularını ve en karmaşık düşüncelerini anlamlı bir biçimde ifade etmesine olanak tanır. Her kelime, bir dünya barındırır içinde; her bir anlamı, bir başka anlatıya dönüşebilir, farklı anlam katmanlarıyla yeni bir evren yaratabilir. Edebiyat, bu gücü en verimli şekilde kullandığı alandır. Yazılı kelimeler, yalnızca dış dünyayı değil, aynı zamanda iç dünyamızı da şekillendirir. Ve bu yazı, bir kelimenin ardındaki derin anlamları çözümlemeye yönelik bir adım olacak. Bugün, “gezegen” kelimesinin eş anlamlarını edebi bir bakış açısıyla inceleyeceğiz. Bu kelimenin yalnızca bir gök cismi olmadığını, dilin bir parçası olarak…
Yorum BırakCeviz İlk Nerede Bulundu? Toplumsal Yapılar ve Kültürel Pratikler Üzerine Bir Sosyolojik Bakış Toplumsal yapıların ve bireylerin etkileşimlerini anlamak, insanlık tarihinin ve kültürlerinin derinliklerine inmeyi gerektirir. Sosyoloji, bireylerin ve toplumların davranışlarını, değerlerini ve normlarını inceleyerek bu etkileşimleri çözümlemeye çalışır. Kültürel öğeler ve gelenekler, toplumsal yapıyı şekillendirirken, aynı zamanda bireylerin dünyayı nasıl algıladığını da etkiler. Bu yazıda, cevizin tarihi üzerinden toplumsal yapılar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikleri tartışacak; ilk cevizin nerede bulunduğu sorusuna dair toplumsal bağlamı inceleyeceğiz. Ceviz İlk Nerede Bulundu? Ceviz, tarihsel olarak Asya’nın batısında, özellikle de Orta Asya ve Anadolu’nun bazı bölgelerinde ilk kez yetiştirilmeye başlanmış bir meyvedir. Bu…
8 YorumHad Kaçıncı Hal? Bilimsel Bir Bakış Açısıyla İnceleniyor Had kaçıncı hal? Bu soru, özellikle matematik ve fizik gibi bilim dallarında farklı alanlarda karşımıza çıkabilecek bir terim olabilir. Ancak burada konuyu daha derinlemesine incelemek, hem basit hem de karmaşık yönleriyle anlamak için, “Had” kelimesinin bir tür olgunlaşma, evrimleşme süreci olduğunu kabul edersek, bu, hayatın birçok farklı aşamasıyla örtüşebilecek bir kavram olur. Gerçekten de, had kaçıncı hal olduğunu anlamak, sadece bu kavramın ne olduğunu değil, aynı zamanda varlıkların nasıl evrildiğini ve zamanla nasıl değiştiğini anlamamıza da yardımcı olabilir. Had’ın Evrimsel Süreci: Hangi Aşamadan Geçiyoruz? Had, bir kavramın, olayın ya da nesnenin “hal”ini,…
6 Yorum